17 Mart 2021’de, yani MHP’nin 13. olağan kongresinden bir gün önce HDP hakkında kapatma davası açıldı. Bu aşamadan sonra HDP eksenindeki olasılıkları yeri geldikçe vurguladık.

Gerek aceleyle açılan kapatma davası gerekse buna bağlı değilmiş gibi görünen öteki gelişmeler çerçevesinde iktidarın 4 olasılığı eşit olarak masaya koyduğuna dikkat çekmiştik. 

O seçenekler şunlardı:

1- HDP’yi kapatıp bu partinin seçmeninin oyunun dağılmasını sağlamak. Böylece muhalefet blokuna yarayacak bir durumdan uzaklaştırmak.

2- HDP’nin yerine, AKP’ye daha yakın bir bölge partisi kurulmasını sağlamak. 

3- Havuç-sopa dengesini daha ileri götürüp HDP’yi iktidarın yanına çekmek. Bunu yaparsa kapatılmayacağını, yapmazsa her şeyin daha kötü olacağını hissettirmek.

4- HDP’yi açık tutmak. Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’ı desteklemesini sağlamak. Milletvekilliğinde özgür bırakmak. Hatta çok milletvekili çıkarmasının zeminini hazırlamak.

***

Bizim bu olasılıkları sıraladığımız günlerde AKP-MHP’nin kamuoyuna söylediği şuydu:

- HDP, PKK uzantısıdır. HDP ile ilişki kurmak PKK ile ilişki kurmaktır. HDP ile CHP ilişki içinde olduğuna göre CHP de PKK ile bağlantılıdır. CHP ile İYİ Parti ittifak oluşturduğuna göre İYİ Parti de PKK destekçisidir. Bu 2 parti 6’lı masanın omurgasını oluşturduğuna göre bu masa da PKK ile iltisaklıdır!

Kamuoyuna söyledikleri buydu ama perde arkasında girişte sıraladığımız 4 ayaklı plan vardı.

Geçen hafta AKP ile HDP arasındaki başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliğine dair çalışmaya destek isteme ziyareti bizim açımızdan şaşırtıcı olmadı. 

Bir yandan muhalefetin HDP’yi Meclis zemininde meşru saymasını bile terör destekçiliği say bir yandan HDP ile anayasa değişikliği hesabı yap!

Tam AKP’ye göre!

Önümüzdeki günlerde bu planın değişik versiyonları çıkacaktır. 

AKP’nin attığı adımın bu parti içinde cılız da olsa tartışılması planı değiştirmez. 

HDP elbette farkındadır; AKP bu öneri üzerinden HDP ile diyalog kurarak bölge dengeleri üzerinde de oynuyor. Kürt kökenli seçmenin muhafazakâr eğiliminde olanı AKP’ye oy veriyor. Eğer HDP, anayasa değişikliğine destek verirse ne âlâ! Vermezse AKP’ye Diyarbakır’da şu propagandayı yapma yolu açılmış oluyor:

- HDP’nin dini hassasiyetlere, gelenek göreneklerimize saygısı yoktur!

Bu propaganda İstanbul’da çok etkili olmayabilir ama Diyarbakır’da konuşulur!

HDP’nin siyaset üretiminde 5 yerin sözü var: Edirne, İmralı, Ankara, Diyarbakır, Kandil...

Bunu en iyi bilen, gören, buna göre siyaset tahterevallisi kuran AKP...

İmralı’yla özgürlük pazarlığının tek başına yeterli olmadığı, bunun yanına nelerin konacağı tartışması Ankara’daki çengelli sorular arasında!

MHP’nin bütün bu gelişmelere bakışı net:

- Seçimi kazanmak için her şey mubahtır!

O nedenle AKP’nin geçen haftaya benzer adımlar atması, İmralı’yla kurulacak temaslar MHP’yi rahatsız etmeyecektir.

***

Muhalefet bu gelişmelere koşut siyaset üretebilecek mi?

Hayli zor... Bir o kadar da kolay!

Bütün mesele “İktidar ne der”, “HDP ne der” sendromunu bırakmak.

Parlamenter sistemin temel taşlarından biri şudur:

Rejime en uzak kesimlerin bile parlamentodan bir şey beklemesini sağlayabilmek!

Bu bağlamda Meclis’teki kürsü dokunulmazlığını iktidar lütfu olmaktan çıkarmak. 

Sorunların çözümü için açılıma ihtiyaç yok, katılıma ihtiyaç var!

Güçlü bir parlamentoya hepimiz sığarız!